Secde Nedir
Secde, namazın içindeki farzlardan olan secde rükudan sonra ayak, diz ve ellerimizle beraber alnımızı ve burnumuzu yere koyarak kapanmaktır.
Secde, namazın içindeki farzlardan olan secde rükudan sonra ayak, diz ve ellerimizle beraber alnımızı ve burnumuzu yere koyarak kapanmaktır.
Secdeye inerken önce dizler, sonra eller yere konur. Başımız iki elimiz arasında, alın ve burun yere değecek ve parmaklar kıbleye doğru. Dirsekler yere değmez ve vücuda yapışık olmaz. Ayak parmakları kıbleye dönük, topuklar bitişik durur.
Baş iki el arasında, alın ve burun yere değecek, parmaklar kıbleye doğru bakar ve el parmakları birleştirilir. Dirsekler yere değer ve vücuda yapışık olur. Ayakların üstü yere gelmiş şekilde ve her iki ayak sağa yatık şekilde durur.
Secde yapılışında burnumuzu yere değdirmeden sadece alnımızı değdirerek secdeden kalkmak doğru değildir. Aynı şekilde secde yaptığımızda ayaklarımızı yerden kaldırmak yanlıştır.
Peygamber Efendimiz (S.a.v.) şöyle buyurdu: “Ben biri alın, alnını gösterirken eliyle burnunu da işaret etti iki el, iki diz, iki ayakuçları olmak üzere yedi kemik üzere secde etmekle emrolundum! Namaz kılarken elbiseyi ve saçları toplamaktan da yasaklandım!” (Buhari)
Secde sözlükte "itaat, teslimiyet ve tevazu içinde eğilmek, yere kapanmak, yüzü yere sürmek" anlamına gelir. Namazın her rek`atında belirli uzuvları yere veya yere bitişik bir mahalle koyarak iki defa yere kapanmak namazın rükünlerindendir. Hz. Peygamber'in uygulamasına en uygun secde yüz, eller, dizler ve ayak parmaklarının üzerine olmak üzere yedi uzuv üzerinde yapılanıdır. Bununla birlikte bunlardan bir kısmı ile yetinildiğinde secdenin geçerli olup olmayacağı konusunda mezhepler arasında farklılıklar vardır. Hanefî mezhebinde farz olan, alnın ve ayakların hiç değilse bir ayağın yere dayanmasıdır. Burnun konması vâcip, ellerin ve dizlerin konması ise sünnettir. Tercih edilen görüşe göre, bir ayağın sadece bir parmağını veya sadece üstünü yere koymak yeterli değildir. Yine bir mazeret (özür) yokken alnı yere değdirmeden sadece burun üzerine secde yeterli olmaz.
Hanefîler'den Züfer ile Şâfiî ve Hanbelî mezheplerinde, yedi uzvun (eller, ayaklar, dizler ve yüz) her birinin bir kısmının yere değdirilmesi farzdır. Şâfiîler'e göre avuç içlerinin ve ayak parmaklarının alt taraflarının yere gelmesi gerekir. Mâlikî mezhebinde farz olan, secdenin alnın bir kısmı üzerinde yapılmasıdır. Özür sebebiyle bunu yapamayan ima ile secde eder. Sadece burnun üzerine secde edilmesi yeterli değildir.