Farz Nedir
Farz, Allahü Teâlâ'nın kesin olarak yapılmasını ve yerine getirilmesini istediği, yapılması kat'i delillerle sabit olan emir ve emirlerdir.
Fazları yapmak sevab kazandırır, terketmek ise günahtır. Farzları inkar etmek, yok saymak küfürdür, bunu söyleyen kimse dinden çıkar.
Farzlar, farz-ı ayn ve farz-ı kifâye kısımları olarak ikiye ayrılır.
Farz-ı Ayn
Mükellef olan her bir insanın yapması gerekli olan farzlardır. Namaz kılmak, oruç tutmak vb.
Farz-ı Kifaye
Mükelleflerden bir kısmının yapmasıyla diğerlerinden sorumluluğun kalktığı farzdır. Bunlar, İslâm’ın topluma yüklediği görevlerdir. Farz-ı kifaye olan bir görev, mükelleflerden bir kısmı tarafından yerine getirildikten sonra diğerleri sorumluluktan kurtulurlar. Bu görevi hiç kimse yapmazsa mükelleflerden her biri bundan sorumlu olurlar. Cenaze namazının kılınması, cihad etmek ve fetva vermek vb.
Sözlük anlamında farz ise: Müslümanlıkta, özür olmadıkça, yapılması zorunlu, yapılmaması günah sayılan tanrı buyruğu. Yapmak zorunda kalınan şey, boyun borcu olarak geçmektedir.
Kuran-ı Kerimde farz ile ilgili bir çok ayet bulunmaktadır.
"Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı." (Bakara suresi, 183. ayet)
"Namazı kıldınız mı, gerek ayakta, gerek otururken ve gerek yan yatarak hep Allah'ı anın. Güvene kavuştunuz mu namazı tam olarak kılın. Çünkü namaz, mü'minlere belirli vakitlere bağlı olarak farz kılınmıştır." (Nisa suresi, 103. ayet)